Bölüm 11: Yabancılarla Dolu Bir Oda
(Nisan'ın bakış açısı)
Dün büyük bir hayal kırıklığıydı. Halk kütüphanesine gidip kaçırma olayıyla ilgili eski gazete makalelerine bakmaya çalıştım ama tek bir lanet şey bulamadım. Babamın kestiği makalelerin orijinallerini bile bulamadım ve o da sadece başlıkları olmadan makalenin kendisini sakladı. Bu da hangi gazetenin veya gazetelerin hikayeleri yayınladığını bilmediğim anlamına geliyordu. Bu yüzden gazetenin ofisine gidip arşivlerine bakabileceğim bir referans noktam yoktu. Hatta bilgisayarlarını kullanarak çevrimiçi bakmaya bile çalıştım ama orada kesinlikle hiçbir şey yoktu. Yani, olayın tarihi var ama bu kadar. Sonra ne yapacağımı bilmiyordum ve bu beni telaşlandırdı. Ama pes etmeyecektim.
Ondan sonra duş almak ve eşyalarımı yerleştirmeyi bitirmek için eve dönmeden önce iyi bir antrenman yapmak için spor salonuna gittim. İşim bitince telefonumdan saate baktım ve daha 11:30'du, bu yüzden mutfağa indim. Yemek pişirmek beni her zaman rahatlatırdı, özellikle de fırıncılık. Annem de bilir, bu yüzden bu civarda ev aradıklarında, serbest gezen elektrikli ocağın yanındaki duvara yerleştirilmiş çift fırınlı bir ev aldığından emin oldu, böylece fırınlamam için bana üç fırın daha vermiş oldu. Fırıncı cenneti hakkında konuşun! Bu yüzden yarın akşam yemeği için Uncle Wyatt'a götürmek üzere bir şeyler yapmaya karar verdim. Şu anda evde kimse yoktu, bu yüzden kollarımı sıvadım, iTunes'umu açtım, psiko-hızımı açtım (Evet, buna böyle diyorum. Hormonal dengesizliğin avantajları, sanırım.) ve işe koyuldum.