Bölüm 177 - JULIAN ADAMS (BAKIM AÇISINDAN)
Sinirlerim gergin. O kadar stresliyim ki, etrafımda kardeşlerimin eğlenceli sohbetlerinden habersiz, sürekli bacağımı oynatıyorum. Angelee annemle yalnızken ne söylediklerine konsantre olamıyorum. Annemin ona zarar verecek biri olmadığını biliyorum, yine de-
Aniden, bir çocuğun çocukça ağlamaları kulağıma ulaştı. Yıllar geçtiği için bunun mümkün olmaması gerektiğini biliyordum ama gerçekten duyabiliyordum, sanki geçmişe dönmüşüm gibi. Ve Jessica'nın ağlamalarına doğru attığım her adımda, o gün boş olan bu malikanede, etrafımdaki her şey daha da karanlıklaşıyordu. Yürüyüşümde ışıklar sönüyordu... Ama küçük kız kardeşimin çaresiz çığlıkları daha da yükseliyordu. O beyaz kapının önünde, nefesim ağırlaşıyordu. Kapıyı hızla açmam gerektiğini biliyordum ama olduğum yerde donup kalmıştım, gömleğimin altından omurgamdan aşağı kayan her ter damlasının farkındaydım. Derinlerde, diğer tarafta neler olduğunu biliyordum; Jack'in ölüm yıldönümü. Öldüğünden beri altı yıl geçti. Şu lanet kapıyı aç, Julian. Aç ve şeytanlarını bul.
Titreyen ellerim kapı koluna uzandı. [...] Anneciğim, anneciğim, anneciğim - Jessica ağlıyordu. Yutkundum ve gıcırdamayan , ses çıkarmayan kapıyı açtım. Duyabildiğim tek şey, annemizin ayaklarına yetişemeyecek kadar küçük olan kız kardeşimin sesi. Artık etrafımda kardeşlerimin konuşmaları yok; dayanılmaz çığlıklar, sallanan ip ve kendimi onlara doğru attığımda yankılanan çaresiz ayak seslerim arasında kayboluyor sesleri.