Bölüm 2 Yardım İstemek

Arabadaki adam, kadının sesini duyunca arkasını dönüp camı açtı.

Arabanın içine dolan güneş ışığı adamın yakışıklı yüzünü aydınlatıyordu.

Kaşlarını çatarak ona bakıyordu.

Arabasının ıssız bir yerde park edilmesinin sebebi aniden bozulmasıydı. En çılgın hayallerinde bile, gelinlik giymiş bir kadının ansızın kendisine yaklaşmasını beklemezdi.

Sürücü koltuğunda oturan asistanı Briar Powell, adama bakmak için döndü ve alçak sesle sordu, "Efendim, bu kızla ne yapacağız? Bay O'Brien'la görüşmemizin zamanı neredeyse geldi."

Adam asistana bakmak için başını kaldırmadı. Sadece kayıtsızca, "Arabayı tamir etmeye odaklan. Onu umursama." dedi.

"Evet, efendim," diye saygıyla cevapladı Briar, arabanın dışında Celia'yı görmezden gelerek. Arabayı defalarca çalıştırmayı denedi, ama başaramadı.

Korumanın ve şoförün kendisine yetişmek üzere olduğunu gören Celia korkuya kapıldı.

Çaresizce camı çalmaya başladı, tüm umutlarını daha önce hiç tanımadığı bir adama bağlamıştı.

"Lütfen! Lütfen bana yardım edin!"

Güzel, yalvaran gözlerine karşı konulamazdı.

Adam dönüp kadının gözlerindeki çaresizliği görünce, kendisinin de benzer bir durumda kaldığı zamanı hatırlamaktan kendini alamadı.

Ne yaptığını anlamadan kendini kapıyı açarken buldu. Celia'nın gözleri anında parladı ve tereddüt etmeden arabaya atladı.

Kaçmak tüm gücünü tüketmişti ve afrodizyakın getirdiği acı, tenini ısıran milyonlarca karınca kadar dayanılmazdı. Nefes nefese ve soluk soluğa, beklenmedik bir şekilde adamın kollarına düştü.

Adam onu sıkıca yakaladı ve baştan aşağı süzdü.

Celia'nın gelinlik giydiğini görünce aklına babası Danilo Shaw'dan gelen telefon geldi.

Bugün onun düğün günüydü. Babası onun için bir evlilik ayarlamıştı ama düğün için Shaw ailesinin yanına hiç gitmemişti. Babası onu telefonda ne kadar tehdit ederse etsin, onu görmezden gelmişti. Shaw ailesinden atıldığında, iki arada bir derede kalmıştı. Doğal olarak, Shaw ailesinin kendisi için seçtiği eşini öylece kabul etmeyecekti.

Ama şimdi geride bıraktığı zavallı gelini merak ediyordu.

Koruma ve şoför geldiğinde Celia'nın gözlerinde kaybolmuştu. Adamın Celia'yı tuttuğunu gören koruma endişeyle bağırdı, "Bırakın gitsin! Bu Shaw ailesinin gelini! Hemen şimdi bırakın gitsin!"

Adam bir an şaşkınlıktan donup kaldı.

Kollarındaki kızın aslında babasının kendisi için ayarladığı gelin olduğu ortaya çıktı.

Celia adamın kollarına kıvrıldı ve titreyen bir sesle, "Onlar... Bana tecavüz etmek istiyorlar. Lütfen bana ulaşmalarına izin vermeyin! Lütfen! Bana yardım etmelisiniz!" dedi.

Adam hafifçe kaşlarını çattı ve onun kızarmış yüzüne baktı. Başını kaldırdı ve kendi koruması Godwin Benson'a, "Dışarıdaki adamlardan kurtul." dedi.

Godwin hemen arabadan indi ve direksiyona vurdu

r ve koruması protesto edemeden yere yığıldılar.

Aynı anda Briar arkasını dönüp, "Efendim, araba şimdi çalışıyor." dedi.

Adam soğuk bir şekilde emretti, "O zaman gidelim. Godwin onlarla ilgilenecek."

Asistan motoru çalıştırmak üzereyken Celia adamın kollarında kıvranıyordu.

Adamın elbisesini sıkıca kavradı. Aralarında birkaç kat kıyafet olmasına rağmen, adamın vücudundan yayılan sıcaklığı hissedebiliyordu ve bacakları uyuşuyordu.

Adamın açıkta kalan tenine dokunmaktan kendini alamadı. Hatta adamın sert parmaklarını yakaladı ve uyarıda bulunmadan ağzına aldı.

"Özür dilerim, ben... Kendimi çok sıcak ve rahatsız hissediyorum..."

Adamın takım elbisesini çıkarmaya çalıştı ve beyaz gömleğinin göğsünü örten kısmını öptü.

Yaptığı her hareket çok beceriksizdi ve hiç deneyimli olmadığı açıktı. Şehvetinin ve arzusunun bir tür afrodizyak tarafından tahrik edildiği anlaşılıyordu.

Ancak adamın daha önce hiç hissetmediği bir şekilde arzusunu uyandıran şey bu beceriksiz flörttü.

Yıllardır kadınlara karşı hiçbir ilgi göstermeyen adam, sadece bir kez görüştüğü kıza karşı verdiği tepki karşısında şok olmuştu.

İfadesi sakinliğini korurken, arabanın dışında dövülen iki adama bakmaktan kendini alamadı.

Ona uyuşturucu verenler onlar mıydı? Ama böyle bir şey yapacak cesaretleri yok gibiydi. Sonuçta, Shaw ailesinin seçtiği gelin oydu. Gelecekteki Bayan Shaw'a nasıl tecavüz etmeye cüret ederlerdi?

Dalgınlığından gömleğinin düğmelerinin açıldığını fark etmedi.

Celia kollarını onun boynuna doladı ve vücudunu ona sürttü, kulağının dibinde derin derin soludu.

Adam kadını sıkıca tutmaktan, huzursuz bedenini okşamaktan kendini alamadı. Briar'a kısık bir sesle, "Bay O'Brien ile görüşmeyi ertele ve önce malikaneye geri dön." dedi.

Briar hiç tereddüt etmeden arabayı çevirdi ve doğruca Hillside Malikanesi'ne doğru yola koyuldu.

Lüks araba yemyeşil ağaçlarla çevrili bir yola girdi. Üç kapıdan geçtikten sonra, dağlara yaslanmış, denize bakan bir malikaneye vardılar.

Adamın kollarında kıvrılmış olan Celia, etrafına hayranlıkla bakmaktan kendini alamadı.

Bu, tüm bölgedeki tek binaydı ve dış duvarlar zarif oymalarla kaplıydı. Konağın mimari detayları çok zarifti ve iç mekanları dış mekanlarından bile daha ayrıntılıydı. Bir duvarda, modern tasarıma bir tarih ve sanat duygusu katan birkaç ustaca yapılmış duvar resmi vardı.

Ancak uyuşturucu etkisindeki Celia bile evin içinde sayısız güvenlik kamerası olduğunu fark etti ve bu da adamın sıradan biri olmadığını kanıtladı.

Görkemli konağa adım atar atmaz adam Celia'yı yatak odasına götürdü.

Onu sakinleştirmek için soğuk suyla banyoya götürmeyi planlıyordu.

Beklenmedik bir şekilde, kapıyı açar açmaz, kadın ona atladı ve ikisi de yatak odasının zeminine düştüler. Kadının narin dudakları ona çılgınca öpücükler kondurdu.