Bölüm 30
Ona baktım; gözlerim yaşlarla ıslanmıştı. "Cehennem gibiydi, Mark. Keşke o zaman orada olsaydın. Keşke şimdi yaptığın gibi beni kollarında tutup bana bunların sadece anlamsız rüyalar olduğunu söyleseydin..." Sözlerim kesildi ve yanaklarımdan bir damla yaş süzüldü.
"Hadi ama Bel," Mark sandalyesini sertçe geriye itti ve hemen ayağa kalktı. Masanın etrafından dolandı ve beni omzumdan tuttu. Tek gözyaşını başparmağıyla sildi, kollarının etrafımda ve başparmağının yanağımda hissi sırtımdan aşağı ürperti gönderdi. "Artık geçmişte kaldı," alnıma bir öpücük kondurdu. "Bunu düşünme."
Burnumu çekip başımı salladım, gömleğinin yanlarını sımsıkı tuttum.