Bölüm 75
"İlk başta, dürüst olmak gerekirse, kafanızın güzel olduğunu düşündüm," ayıldıktan sonra şarabımı yudumladım, gözlerim şarap kadehimin kenarından onlara sabitlenmişti. "Ama yakından bakınca, her zamanki aptal hallerinizdesiniz," diye sertçe bağırdım. İkisine de baktım. Gülmeyi bırakmışlardı ve şimdi ikisi de bize dik dik bakıyorlardı.
"Bir kaybedenin insanlara kaybeden demesi ne kadar rahatlatıcı. Tek kaybedenin sen olmadığını düşünmek insana kendini iyi hissettiriyor, değil mi?" Sandra'nın gözleri öldürebilseydi beni öldürürdü. "Şey, kolay anlaman için. Sandra, biz kaybeden değiliz, sen kaybedensin. Hayatım boyunca gördüğüm en büyük kaybedensin. Yani, sadece bir kaybeden senin yaşındayken eve koşup ağlayarak anne babasının yaptığı pisliği temizlemesini ister. Öyle değil mi, Bayan Sandra?" Kaşlarımı kaldırdım, "Hadi ama, milletvekili babana minnettar olmalısın, gerçekten de zavallı kıçını kurtardı."
Sandra'nın dişlerini gıcırdattığı, yumruklarını sıktığı ve sıkmadığı sıkıcı manzaradan bakışlarımı ayırıp bakışlarımı Joel'e çevirdim. "Haklıyım, değil mi?" Kaşlarımı kaldırdım, bir cevap talep ettim, "Babası sizin kıçınızı kurtardı..." Sözüm yarıda kaldı. "Bu arada, Joel, komik olan ne? Sen de bir şey mi aldın ? Ayrıca, belki de öldüğünü düşünmüştüm çünkü orospunun arkasına saklanıp, ikinizin de yarattığı pisliği temizlemesi için babasına ağlamasına izin vermenin nedenini anladığımda oldukça şaşırmıştım." Şarabımdan bir yudum daha aldım, bacak bacak üstüne attım ve omuz silktim, "Ama seni suçlamıyorum, kendimi suçluyorum, kız arkadaşını alıkoyan ve orospusunun onu tırmalamasına ve dövmesine izin veren bir adamdan ne bekliyordum ki -"